Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Türkiye’de büyük bir doğal gaz merkezi kurulmasıyla ilgili açıklamalarına ilişkin “Bu iş için doğal ki Trakya en mühim yer olarak görülüyor. Biz başta Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığımıza ve Rusya tarafında ilgili kuruma ortaklaşa bir emek verme yapmaları emirini Sayın Putin ile verdik. Orada bu emek vermeyi yapacaklar. En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
Erdoğan, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Itimat Artırıcı Önlemler Konferansı’nın (CICA) 6. Zirvesi’nden dönüşünde, uçakta açıklamalarda bulunmuş olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Avrupa için Türkiye’de büyük bir gaz merkezi kurulabilir” sözleri hatırlatılarak sorulan soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan şu yanıtı verdi:
“İfade edilmiş olduğu şekliyle, bu şekilde bir dağıtım merkezi için, bu iş için doğal ki Trakya en mühim yer olarak görülüyor. Biz başta Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığımıza ve Rusya tarafında ilgili kuruma ortaklaşa bir emek verme yapmaları emirini Sayın Putin ile verdik. Orada bu emek vermeyi yapacaklar. En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız. Bizim ulusal anlamda bir dağıtım merkezimiz var fakat doğal şimdi bu internasyonal bir dağıtım merkezi olacak. Bu mevzuyla ilgili Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığımız ile Rusya tarafı emek vermeyi yapmış olup bizlere sunacaklar ve ondan sonrasında da adımı atmış olacağız. Burada bekleme diye bir şey yok. Sonucu bugün derhal hızlıca Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanımıza verdik. Aynı şekilde aynı anda Rusya’dan (Gazprom Başkanı) Miller de bu toplantıdaydı, o da talimatı aldı. Şimdi arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmek suretiyle çalışmaya başlayacaklar. Güvenlik noktasında biz her türlü adımı atarken doğal ki burada da güvenlik neyi gerektiriyorsa bu güvenlik ağımızı da hızlıca kuruyor ve ona nazaran çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
ABD ile yürütülen F16 süreci
ABD ile F16 sürecinde bir ön şart olduğu hatırlatılarak, “O ön koşulun kaldırıldığını duyurdular. Ortalama bir yıl oldu bu süreç. Onunla beraber bugünkü görüşmeyle ilgili, Putin ile yaptığınız görüşmede Ukrayna-Rusya çatışmasının gündeme gelip gelmemesiyle ilgili Kremlin’in açıklaması olmuştu. Değerlendirmeniz nedir?” sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bilhassa F16 mevzusunda bu son atılan adımlar yada son gelişmeler bir şeylerin değiştiğini gösteriyor. Doğal tüm bu adımları aynı anda Rusya da takip ediyor. Ne oluyor, ne gidiyor? Şimdi bizlere düşen de doğal burada ilgili dostlar gerek Dışişleri Bakanımız, gerek Ulusal Müdafa Bakanımız gerekse bunun haricinde bizim liderlerle yaptığımız görüşmelerde bu tarz şeyleri konuşuyoruz, paylaşıyoruz, Hatta son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gittiğimizde orada doğal Amerikalı senatörlerle de görüşmeler yaptım. Onlarla da bu mevzuları görüştüm. Şu demek oluyor ki azca ilkin söylediğim ifadeyle bunu bütünleştiriyorum; bunların hepsi önlem paketinin içinde yer edinen konulardır. Bu tarz şeyleri da orada Cumhuriyetçi, Demokrat senatörlerle görüştük. Hatta Efkan Bey ve arkadaşlarımızı orada bıraktık. Onlar orada ortalama yedi gün daha kaldılar. Onlar da Kurultay üyeleriyle görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle de aradaki ilişkileri sıcak tuttuk, sıcak tutuyoruz, tutmaya da devam edeceğiz.”
Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile Prag’da yapmış olduğu görüşme hatırlatılarak, “Hala Zengezur Koridoru ile ilgili sorunların bulunduğunu biliyoruz. Prag’daki görüşmeden sonrasında Paşinyan’ın kendi ülkesinde kamuoyunu bu mevzuda ikna edebileceğini düşünüyor musunuz? İkincisi orada Zengezur Koridoru ile ilgili bir görüşme oldu mu?” sorusunu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi orada bir dar kapsamlı görüşme yaptık. O dar kapsamlıda Paşinyan, bununla beraber İlham Bey ve Macaristan Başbakanı Orban da vardı. Ondan sonrasında bir de doğal heyetler arası yaptık ve bu mevzuları doğal ki görüştük. Fakat Zengezur Koridoru ile ilgili olarak ben herhangi bir sorun görmüyorum.” dedi.
Başörtüsü tartışması
“Başörtüsüne anayasal zırh çerçevesinde emekler var. Meclis grubu da çalışıyor. Kaç madde olacak? İçinde aile maddeleri olacak mı? Bir de niçin Anayasa 24 ve 10 üstünden ilerleniyor? Öteki taraftan CHP’nin verdiği bir yasa teklifi var. Siz anayasa teklifi verdiniz. Bu denkleme baktığımız vakit, yasa teklifinin AK Parti’ye, anayasa teklifinin de CHP’ye ihtiyacı var. Kemal Bey’in tavrı ortada. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?” sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Burada madde noktasında, fazla madde olmasından yana değiliz. Dostlar şu anda emek vermeyi sürdürüyor. Efradını cami ağyarını engel şekilde fakat azca maddede bu tarz şeyleri toparlamayı planladık. Mevzu olarak da vaka bir tek başörtüsü vakası değil, bir de bunun yanına en mühim derdimiz olan aile konusunu da gene bu düzenlemenin içine koyalım istiyoruz ve bu emek vermeyi da arkadaşlarımız yürütüyor. Bu çalışmayla beraber de hızlıca zaman kaybetmeden derhal bunu Meclis’e sunmanın gayreti içinde olacağız. Biz döndükten sonrasında dostlar bizlere bir sunum yapacaklar. Bu sunumu yaptıktan sonrasında da fazla gecikmeden derhal istiyoruz ki bunu Meclis’e sunalım.”
“Sana altılı masa bile destek vermiyor”
Aile mevzusundaki maddenin de tartışıldığının belirtilmesi üstüne Erdoğan, şöyleki devam etti:
“Bizim sunduğumuz her madde tartışılır. Esasen tartışılmazsa demek ki bir iş yapmıyoruz. Tartışılacak ki bir iş yaptığımız ortaya çıksın. Şu sebeple bunlar yaşamsal. Yoksa Türkiye’nin gündeminde başörtüsü diye bir mevzu mu vardı? Yanımda başörtülü var. Bu şekilde bir dert var mı? Kimse sana ‘niye takıyorsun’ dedi mi? Bunların hepsi aşıldı, geçti fakat gündemde böyle bir durum yokken bayram değil, seyran değil meselesi. Bu şekilde bir noktaya geldi iş. Insanın derdi de yok aslen. Niye bunu gündeme getirdi, bunu idrak etmek da mümkün değil. Şu an itibarıyla biz hazırlığımızı yapacağız ki gene birileri çıkıp bazen ‘başörtüsü’ demesin, ‘aile’ demesin diye gelin artık anayasa değişikliğini yapalım, adımı ona nazaran atalım. Eğer hakikaten güveniyorsanız kendinize, dürüstseniz, samimiyseniz yapalım. Şu sebeple yasal bir değişikliğe esasen gereksinim yok. Yasal olarak her şey, düzenlemeler de yapılmış esasen var fakat burada onların niyeti bir tek bir şeyleri bulandırmak, güya ‘bak ben savundum fakat destek vermedi’ demek. Sana altılı masa bile destek vermiyor. Türkiye’nin bu şekilde bir düzenlemeye ihtiyacı yok.”
“Aile maddesi, LGBT’nin karşıcılık partileri tarafınca siyasallaştırılmasına ön alma benzer biçimde bir şey içerecek mi?” sorusuna Erdoğan, “Öyleyse demek anlamışlar. Kuvvetli aile, kuvvetli milleti oluşturur.” karşılığını verdi.
“Biz, kapımızı hiç kimseye kapayamayız”
Bir gazetecinin, eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye geçtiğini hatırlatarak, bundan sonrasında çeşitli isimlere davetinin olup olamayacağını sorması üstüne Erdoğan, davetlerinin daima kalımlı bulunduğunu, kapılarının açık bulunduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, kapımızı hiç kimseye kapayamayız. Yeter ki gelenin ulusal ve yerli yanı kuvvetli olsun. Mehmet Ali Bey kendisi de izahat yapmış oldu. İnşallah çarşamba günü grup toplantısında da rozetini bizzat takacağım ve böylece şu anda resmen AK Parti’ye girmiş olsa da o gün grup toplantısında her insanın huzurunda rozetini takarak fazlaca daha değişik bir anlamda o ruhu isterim ki grubumuz da yaşasın.” dedi.
Eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) büyükelçi olarak atandığının hatırlatılması üstüne Erdoğan, Feyzioğlu’nun iyi bir hukukçu bulunduğunu beyan etti.
Metin Feyzioğlu’nun internasyonal hukuk ve Kıbrıs mevzularında kendileriyle güzel emekler yaptığını aktaran Erdoğan, “Kendisine bu teklifi yaptığımda o da ‘bunun için fazlaca müteşekkir olurum’ dedi. Metin Bey’in bilhassa Şimal Kıbrıs ve Kıbrıs adasındaki gelişmelere vukufiyeti var. Bir tek bir büyükelçi değil bununla beraber akademisyen olarak da orada fazlaca mühim işler başaracağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Comments are closed.