İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkede Mahsa Amini’nin ölümü sonrası patlak veren yönetim karşıtı protestolara ilişkin yapmış olduğu “sert” açıklamada, ‘kimsenin İslam Cumhuriyeti’nin kökünü kazıyabileceğini düşünmeye cüret etmemesi icap ettiğini’ söylemiş oldu.
Mahsa Amini adlı 22 yaşındaki Kürt kadının “uygunsuz giyim” giydirilmiş olduğu iddiasıyla geçen ay gözaltına alınması ve 3 gün sonrasında yaşamını kaybetmesi üstüne toplumun tüm kesimlerinden vatandaşların katılmış olduğu ve Hamaney’in yanı sıra İslamcı rejimin yıkılması çağrılarına dönüşen gösteriler birinci ayını geride bırakmak suretiyle.
Gelişmeler her ne kadar sistemi devirmekten uzak olsa da protestolar, 1979 İslam Devrimi’nden bu yana molla rejimine karşı en yürekli meydan okumalardan biri olarak nitelendiriliyor.
İran İslam Cumhuriyeti’ni ‘sarsılmaz (kökü sağlam) bir ağaca’ benzeten Hamaney ise devlet televizyonunda yapmış olduğu açıklamada, “Bu fidan artık kuvvetli bir ağaç ve kimse onu kökünden sökebileceğini düşünmeye cüret etmemeli.” ifadesini kullandı.
Protestoları, “İran’ın büyük ve yenilikçi gelişimine ve hareketlerine karşı düşmanın eylemsiz ve beceriksiz tasarımı” olarak nitelendiren Hamaney, “Düşmanlar tarafınca organize edilen dağınık ayaklanma eylemleri… Son vakalarda, düşmanın görevi ve müdahalesi hepimiz için hatta yansız yabancı uzmanlar için bile aşikar. Bu vakalar kendiliğinden ortaya çıkan bir iç sorun değil, elbet düşmanlar bazı alanları kullanmış olabilir sadece propaganda yapmak, zihinleri etkilemeye çalışmak, coşku yaratmak, yakıcı maddeleri teşvik etmek hatta onları yapmanın yollarını göstermek şeklinde düşmanın eylemleri artık tamamen görülmektedir.” diye konuştu.
Ek olarak Hamaney, yönetim karşıtı protestolarda ABD ve Avrupa’dan politikacıların da rol aldığını öne sürdü.
Ülkedeki en kanlı gelişmeler kuzeybatıdaki Kürtler ile güneydoğudaki Beluçler olmak suretiyle yönetime karşı uzun süredir tepki gösteren etnik azınlıkların yoğun yaşamış olduğu bölgelerde meydana geldi.
İnsan hakları örgütleri, güvenlik güçlerinin sert müdahalesinde aralarında genç kızların da bulunmuş olduğu 200’den fazla kişinin öldürüldüğünü belirtiyor.
Internasyonal Af Örgütü, son yaşanmış olan vakalarda minimum 23 çocuğun öldüğünü duyurdu.
Bir görgü tanığı, aktivistlerin Irak sınırına yakın etnik Arapların yoğun olduğu, petrol zengini Huzistan eyaletinde protesto çağrısında bulunmasının arkasından Dezful kentinde polisin yoğun şekilde konuşlandığını aktardı.
Toplumsal medyada paylaşılan videolarda, Huzistan eyaletinin başkenti Ahvaz’da protestocuların “Diktatöre ölüm” çarpıcı sözleri attığı görülüyor.
Sadece bu görüntülerde motosikletli besiçlerin (gönüllü milis güçleri) vatandaşları aşırı güç kullanarak dağıttığı içeriyor.
“Fazlaca sayıda besiç var. Protestocuları dövüyorlar. Eylemciler ‘Biz Kürdistan’ız, Biz Lorestan’ız’ çarpıcı sözleri atıyor” diyen bir görgü tanığı, bu sloganların İran’ın etnik azınlıkları arasındaki dayanışmayı göstermeyi amaçladığını söylemiş oldu.
Öte taraftan ülkenin güneydoğusundaki Pakistan sınırına yakın Sistan-Belucistan eyaletinin başkenti Zahidan’da da polis ve besiç milislerinin yoğun şekilde konuşlandırıldığı belirtiliyor.
Görgü tanıkları, Zahidan’da şov düzenleyen protestocuların 33 senedir vazife başlangıcında olan Hamaney’e atıfla “Dini liderliğe ölüm” çarpıcı sözleri attığını dile getirdi.
Comments are closed.