Yaşam yanlısı savunucuların yanı sıra meslek odaları da “temiz enerji” adı altında plansız projelere karşı mücadele ediyor. Pek çok durumda Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) ve Türkiye Ormancılar Birliği de işin içindedir. ZMO Baki Başkanı Remzi Suiçmez ve Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu.
“SİYASİ İRADE” VURGUSU
Özkara, uluslararası anlaşmaların ve hukuk normlarının imzalanmasıyla doğayı koruma anlayışı ve geleneğinin oluştuğunu ancak bunun “siyasi irade” ile yok edilmeye çalışıldığını söyledi. Durumu kurtaracak politikaların uygulandığını belirten Özkara, şöyle konuştu: “Madencilik faaliyetlerindeki artışın yanı sıra, HES (hidroelektrik santral), RES (rüzgar santrali) ve GES için kabul edilen son düzenlemelerle ormansızlaşma daha da hızlandı. (Güneş enerjisi). bitki faaliyeti). Türkiye’nin ormanları, meraları ve ovaları ekonomik büyüme uğruna feda ediliyor. Güneş enerjisi üretimine ilişkin son düzenlemeyle birlikte ormanlarımız üzerindeki baskı daha da artacak” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın aldığı kararı hatırlatan Özkara, şunları söyledi: “Doğal koruma altındaki GES’lere yönelik getirilen kısıtlamalar yerinde ve bilimsel olarak eşdeğer kısıtlamalardı. Ancak 2022 yılında çıkarılan yönetmelikle bu büyük karar tersine çevrildi ve nitelikli korunan doğal alanlarda güneş enerjisi santrallerinin yapımına izin verildi” dedi.
‘Karar 15 AY İÇİNDE DEĞİŞİR’
Güneş sistemlerine ilişkin yönetmelikte yapılan değişikliği anlatan Özkara, şöyle konuştu: “Orman Kanunu’nun 17. maddesinde yapılan değişiklik 15 Şubat 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak bu tarihten 15 ay önce yayınlanan yönetmelikte; “Orman sayılan alanlarda lisanssız elektrik üretim tesislerine ve lisanslı güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerine izin verilmediği” ancak 180 derecelik bir dönüşle ormanlarda ruhsatlı güneş enerjisi santrallerinin yapımına önünün açıldığı belirtildi. .”
EKOSİSTEMİ YOK EDİYOR
Toplumda güneş enerjisi santrallerinin zararlı olmadığı yönünde yaygın bir kanaat bulunduğunu belirten Özkara, şöyle konuştu: “Çatılarda, binaların ve yapıların üst kısımlarında yer alan sistemler tercih edilmesi gereken uygulamalardır. Ancak yüksek sıcaklık sistemleri için kullanılan paneller geniş alanları kaplamaktadır. Bu ekosisteme zarar verir, hatta yok eder. Yüksek sıcaklık sistemlerinin kurulduğu bölgelerde bitki ve hayvan çeşitliliği yok oluyor” dedi.
Güneş panellerinin tamamının çevre dostu olmadığını belirten Özkara, şöyle konuştu: “Bilimsel araştırmalar, güneşten elektrik üretirken kansere neden olabilecek ağır metalleri çok az içeren veya hiç içermeyen panellerin seçilmesine dikkat edilmesi gerektiğini gösteriyor. Araştırmacılar, panellerin içerdiği silikon tetraklorürün çok zehirli olduğunu, bitki ve hayvanları öldürdüğünü ve insan sağlığına tehdit oluşturduğunu açıklıyor. “Panellerin içerdiği kimyasallar parçalanan, kırılan ve yıpranan panellerden 5-6 ay içerisinde yağmurla yıkanarak çevreye ve insanlara ulaşabiliyor. Özellikle atık ayrıştırma ve arıtmanın yapılmadığı az gelişmiş ülkelerde büyük sorunlar yaratıyorlar.”
ZMO Baki Başkanı Remzi Suiçmez, yıllardır yanlış yerlere kurulmak isteyen santrallerle mücadele ettiğimizi söyledi. Suiçmez, “Yenilenebilir enerjiye olumlu bakıyoruz. Ancak yapıldıkları sektör ve yaratılma amacı da önemlidir. Oda olarak bizim açtığımız çok sayıda dava var. JES’leri özellikle Aydın’da çok sayıda kurulan ve çevreye önem verilmeyen bir sorun olarak görüyoruz. Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz havzalarında JES’in kontrolsüz üretimi nedeniyle tarım alanlarımız tahrip ediliyor ve tarım ürünlerimiz hızla kirleniyor. İnsan sağlığı ciddi anlamda tehdit altında. Yenilenebilir kaynaklar ve güneş enerjisi santralleri plansız, programsız, kontrolsüz ve kâr odaklı olarak çevreye zarar vererek inşa ediliyor.”
RANGE İÇİN AÇIYORLAR
Türk Ormancılar Derneği bilim kurulu üyeleri Prof. Dr. Erdoğan Altmış ve Doç. Dr. Cihan Erdönmez’in hazırladığı “ÇED ve orman tahsisleri” raporuna göre durum hesaplandı. Toplam 1 milyon 246 bin 855 hektar alan başka amaçlara tahsis edildi. Bu sektörlerin yüzde 65,50’sini enerji, yüzde 19,93’ünü petrol, doğal gaz ve madencilik oluşturuyor. Enerji nakil hatlarına ayrılan orman alanı 159 bin 793 hektarla ikinci sırada yer alırken yenilenebilir kaynaklar onu takip ediyor.
RES’e ayrılan orman alanı 103 bin 902 hektardır.